New York...
Dünyanın finans sinir uçlarının birleştiği şehir.
Ve bu şehirde, yalnızca seçkin davetlilerin katılabildiği Harvard Club’da düzenlenen o özel gecede, bir Kuzey Kıbrıs markasının artık küresel oyunun merkezine yerleştiğine tanıklık ettik.
Wall Street Capital partneri ve CEO’su Douglas Anderson, yatırımcılara yaptığı açıklamayla yalnızca bir ortaklık yapısını değil; geleceğin finans mimarisini anlattı. Mettera Holding bünyesinde geliştirilen Miracle Pay ödeme altyapısının, Avrupa’dan başlayarak küresel ölçekte yayılacağını duyururken, bu sistemin arkasındaki vizyonun da altını çizdi: kendi blockchain’i, kendi teknolojisi ve kendi finansal dili olan bir yapı.
Gecenin en çarpıcı ve en stratejik duyurusu ise Douglas Anderson’dan geldi. Mettera Holding’e ait özel blockchain altyapısının, Bükreş’te yapılacak havalimanı yatırımında aktif olarak kullanılacağı açıklandı. Milyarlarca dolarlık bu dev yatırımın, Mettera’nın kendi blockchain’i üzerinden hayata geçirileceği ve havalimanı projesinin tokenizasyon sürecinin başlatılacağı ilan edildi. Bu, yalnızca bir teknoloji hamlesi değil; altyapı yatırımlarının nasıl finanse edileceğine dair ezber bozan bir adımdı.
Bu vizyonun arkasında, Mettera Holding’in kurucusu ve yöneticisi Hakan Törehan yer alıyor. Bir Kıbrıs markasını, Harvard Club gibi dünyanın en prestijli platformlarından birinde; Wall Street’in en ağır yatırımcı aktörlerine anlatmak, kolay bir iş değil. Törehan’ın ortaya koyduğu duruş, artık bu hikâyenin “başarı öyküsü” aşamasını geçtiğini, küresel sistem oyunculuğuna evrildiğini net biçimde gösterdi.
Gecede ayrıca Ebru Törehan, Mettera ve Törehanlar ailesine ait şirketlerdeki yönetim kurulu başkanı sıfatıyla sahnedeydi. Yaptığı konuşma, sadece bir temsil konuşması değildi; bu çapta bir yapının New York’ta, bu ölçekte yatırımcıların önünde temsil edilmesinin aile ve şirket adına nasıl bir gurur taşıdığını ortaya koyuyordu. Zarafetiyle olduğu kadar vizyonuyla da gecenin dikkat çeken isimlerinden biri oldu.
Douglas Anderson’ın duyuruları bununla da sınırlı kalmadı. Mettera Holding’in teknolojik altyapısı üzerinden Meksika, El Salvador ve İspanya hükümetleriyle yapılmış olan teknolojik yatırım ve iş birliği anlaşmaları da bu gecede yatırımcılara resmen açıklandı. Özellikle El Salvador gibi blockchain ve kripto altyapıyı devlet politikası haline getirmiş ülkelerle yapılan bu anlaşmalar, Mettera’nın artık sadece özel sektör değil, devlet ölçeğinde bir teknoloji partneri olduğunu ortaya koydu.
Bu özel gecede Ezel Kaynak da ortak sıfatıyla yer aldı ve New York’ta bu tarihi ana birebir tanıklık etti. Uluslararası yatırımcıların ilgisi, milyar dolarlık fonların temsilcilerinin salondaki tepkileri, bu açıklamaların ne kadar büyük bir etki yarattığını açıkça gösteriyordu.
Benim için ise bu gece, bir gazeteci olarak sıradan bir davet değildi. New York’ta, dünyanın finans merkezinde; bir Kıbrıs markasının bu ölçekte, bu cesaretle ve bu vizyonla sahne almasına tanıklık etmek büyük bir heyecan ve çok kıymetli bir deneyimdi. Bunları yerinde görmek, dinlemek ve hissetmek, mesleki hafızamda özel bir yere yazıldı.
Bu muhteşem davet için Başta Hakan ve Ebru Törehan’a, bu muhteşem vizyonun oluşmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.
New York’ta yaşanan bu gece, yalnızca prestijli bir davet değil; Kıbrıs’tan çıkan bir teknolojik ve finansal vizyonun dünyaya ilanıydı.