Adı Gönül…
Soyadı gibi bir yürek taşıyor: Sağır.
Ama hayata değil…
Adalete sağır bu düzen!

O artık sabaha değil…
26 Şubat 2024’ün gecesine uyanıyor her gün.
O gün, oğlu Cemre Yönet…
Bir cani tarafından hayattan koparıldı!
Direksiyon başında 285 promil alkolle insan öldüren birinin “sürücü” değil,
katil olduğunu hâlâ anlayamadık mı?

Bu bir kaza değildi.
Bu bir ihmal değildi.
Bu düpedüz bir cana kıymaktı!

Ve şimdi…
Bir anne, her sabah mezarın soğuk taşına sarılıyor.
Bir annenin avuçlarına sığmıyor evlat hasreti.
Bir annenin yüreği…
Buz gibi bir adaletsizlikte donuyor.

Ve sonra ne oldu biliyor musunuz?

Cemre’yi hayattan koparan o zanlı…
Mahkeme salonunda Gönül Sağır’ın yüzüne baktı ve utanmadan,
vicdansızca gülümsedi!

İşte o an, bir annenin kalbi bir kez daha kırıldı.
O gülümsemenin altında bir pişmanlık yoktu…
Sadece kokuşmuş bir vicdanın arsızlığı vardı!

Adalet..
Neredesin?

Bir anne “oğlum” diye inliyor,
Ve sen hâlâ “dosya süreci” diyorsun.
Bir çocuk toprağın altında,
Ve sen hâlâ “yargı sürecindeyiz” diye bekliyorsun!

Yok mu bu ülkede vicdanın sesi?
Yok mu bu annenin elinden tutacak bir yürek?
Oğlunu toprağa veren bir annenin içi hâlâ kanıyor.
Adalet yerini bulmadıkça, bu yara kapanmıyor!

Biz bu annenin sesi olacağız!
Biz bu annenin yürek yarasına ağıt olacağız!
Çünkü adalet, bir gün herkese gerek olacak.

Gönül Sağır’ın feryadı, sadece bir annenin haykırışı değil…
Bu topraklarda evine ateş düşen bütün annelerin vicdan terazisidir!

Ve biz de soruyoruz:

Cemre’nin katili sokaklarda gezerken,
Adalet hangi rafta bekletiliyor?