Kıbrıs’ta yaklaşık bir ay önce yaşanan ve bir kadının öl*müyle sonuçlanan olayın ardından dün bir başka kadının daha yaşamına s*n vermeye teşebbüs ettiği basına yansıdı. CTP Kadın Örgütü, bu gelişmelerin ardından sessiz kalmayarak, “Artık yeter!” dedi.
“BU YAŞANANLAR İNSANLIK DIŞI BİR SÖMÜRÜNÜN SONUCUDUR”
Açıklamada, ülkede yaşanan bu olayların sadece görünen yüz olduğu ifade edilirken, şu ifadelere yer verildi:
“Bu yaşananlar, insan ticareti ve seks k*leliği üzerinden kurulan sistemli bir sömürünün, insanlık dışı çalışma koşullarının ve devletin dolaylı olarak iş birliği yaptığı pespayeliğin doğrudan sonucudur.”
“KADINLAR TUTSAK, PATRONLAR İŞVEREN DEĞİLDİR”
CTP Kadın Örgütü, gece kulüplerindeki kadınların “çalışan” olarak görülmemesi gerektiğini vurgularken, kulüp sahiplerinin de “işveren” olmadığını ifade etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ne gece kulüplerinde tutsak gibi yaşamak zorunda bırakılan kadınlar birer çalışan, ne de bu kulüplerin sahibi olan patronlar birer işverendir.”
“YETKİLİLER BU İNSANLIK SUÇUNA ORTAK OLUYOR”
Örgüt, İçişleri Bakanlığı ve Polis Genel Müdürlüğü’ne seslenerek, bu insanlık suçunun sonlandırılması için acil adım atılması çağrısında bulundu. Kadınların kendi hayatlarına son verecek noktaya getirilmesinin, sömürü düzeninin geldiği vahim boyutu gözler önüne serdiği belirtildi.
“ÇOKLU KURUMSAL MÜCADELE MEKANİZMASI ŞART”
Açıklamanın sonunda, CTP Kadın Örgütü, seks köleliğine karşı hem gece kulüplerinde hem de dışarıda mücadele edebilmek adına çoklu kurumsal bir mekanizma kurulmasının zorunluluğuna dikkat çekti:
“Bu rezilliğe göz yuman tüm yetkilileri, yaşanan hak ihlallerine iştirak eden kişiler olarak gördüğümüzü belirtir; seks köleliğine karşı mücadele edecek çoklu bir kurumsal mekanizma oluşturulmasının gerekliliğini ifade ederiz.”