“LAİKLİK VE TARAFSIZLIK ZEDELENDİ”
Açıklamada, törende bir imam eşliğinde dua okunmasının kamuoyunda haklı tepki ve eleştirilere yol açtığı ifade edilerek, bu durumun Kıbrıs Türk toplumunun kültür ve devlet geleneklerine aykırı olduğu vurgulandı. Yargının tüm inançlara ve inançsızlıklara eşit mesafede olması anayasal zorunlulukken, törende dini ritüellere yer verilmesinin tarafsızlık ve anayasal meşruiyeti zedelediği belirtildi.
“KUVVETLER AYRILIĞINA AYKIRI BİR GÖRÜNTÜ”
Tören davetiyesinde ev sahibi olarak Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC yürütme organlarının yer alması ve Yüksek Mahkeme’nin bu kurumlarla aynı protokolde gösterilmesi, Barolar Birliği tarafından kuvvetler ayrılığı ilkesine açık bir aykırılık olarak değerlendirildi. Bu görüntünün, yargının bağımsızlığına ciddi tehdit oluşturduğu belirtildi.
“YARGI GÜCÜNÜ ANAYASADAN ALIR”
Yargının kamusal gücünü yalnızca anayasal meşruiyetten aldığı vurgulanırken, anayasa dışı semboller ve görüntülerin yargıya duyulan güveni zedeleyeceği ve hukuk devleti algısına zarar vereceği ifade edildi.
“YARGI YATIRIMI BAĞIMSIZLIĞI GÖLGELEYEMEZ”
Barolar Birliği, binanın Türkiye ile KKTC iş birliğiyle yapılmasının ayrı bir konu olduğunu, fakat yargının bağımsızlığının korunmasının devletin asli görevi olduğunu belirtti. Törende yaşananların bu sorumluluğun ihlali anlamına geldiği kaydedildi.
“SORUMLULUK HÜKÜMETE AİT”
Törenin ev sahibi olarak Ulaştırma Bakanlığı’nın gösterilmesine dikkat çeken açıklamada, sorumluluğun organizasyonu gerçekleştiren yürütme organına ait olduğu ifade edildi. Yüksek Mahkeme’nin ise kurumsal ciddiyetle hareket ederek bu görüntülerin tekrarının önlenmesi için gerekli adımları atması gerektiği belirtildi.
“ANAYASAL İLKELER HER ŞEYİN TEMİNATI”
Barolar Birliği, açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve laiklik; Kıbrıs Türk halkının bu ülkede yaşamaya devam edebilmesinin teminatıdır. Bu ilkeleri ne pahasına olursa olsun korumak zorundayız.”
Açıklamanın tamamı;
10.4.2025 Tarihinde Yapılan Yüksek Mahkeme Hizmet Binası Temel Atma Törenine İlişkin Barolar Birliği Açıklaması:
Kıbrıs Türk Barolar Birliği olarak, dün 10.04.2025 tarihinde gerçekleştirilen Yüksek Mahkeme yeni hizmet binası temel atma törenine ilişkin olarak, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve laiklik ilkeleri açısından derin kaygılarımızı kamuoyuyla ve Yüksek Mahkeme ile paylaşma ihtiyacı doğmuştur.
Basına ve sosyal medyaya yansıyan ve kamuoyunda ciddi şekilde tartışma ve eleştiri konusu olan görüntülerde törenin bir imam eşliğinde ve dua okunarak icra edilmiş olduğu görülmektedir.
Bahse konu tören formatının Kıbrıs Türk Toplumunun kültür ve devlet geleneklerine uygun olmadığı bir yana; yargı erkini temsil eden en üst kurum adına yapılan resmi bir faaliyette laiklik, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerini sonuna kadar zorlayan bir görüntü ortaya çıkmıştır. Özellikle yargının tüm inançlara ve inançsızlıklara eşit mesafede olması anayasal bir zorunlulukken, törende dini ritüellere yer verilmesi tarafsızlığı ve anayasal meşruiyeti ne yazık ki zedelemiştir.
Törene ilişkin davetiyede ev sahipleri olarak Türkiye Cumhuriyeti Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın gösterilmesi; Yüksek Mahkeme’nin bu davetiyede Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, TOKİ ve KEİ ile birlikte yer alması; tören protokolünün de bu şekilde uygulanması, kuvvetler ayrılığı ilkesini doğrudan ihlal eden bir görünüme sebebiyet vermiştir. Bağımsız Yargı Organının, Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC Yürütme Organları ile iç içe bir görüntüde sunulması, yargının hem gerçek hem de görünür bağımsızlığına yönelik ciddi bir tehdit teşkil etmektedir.
Yargı, kamusal gücünü meşruiyet kaynağı olan anayasadan alır ve bu gücünü tarafsızlıkla kullanmakla yükümlüdür. Temsili veya sembolik nitelikte dahi olsa, anayasa dışı görüntüler yargıya duyulan güveni zedeler; hukuk devleti ilkesiyle çelişen yapısal algıların oluşmasına neden olur.
Yüksek Mahkeme Binasının, Türkiye Cumhuriyeti – KKTC Devletlerinin iş birliği ile yapılması başka bir konudur; toplumun en büyük güvencesi olan yargı bağımsızlığının korunması ise başka bir konudur.
Devlet, yargı hizmetlerinin iyileştirilmesi için bütçe olanakları dahilinde yatırımlar yapmakla yükümlü olduğu kadar; yargının bağımsızlığının zarar görmemesi adına hassasiyet göstermekle de o denli yükümlüdür. Bahse konu törende devletin bu yükümlülüğünü ihlal ettiği açıklıkla ortadadır.
Ortaya çıkan ve kamuoyunda ciddi şekilde tepki ve kaygı yaratan bu görüntülerin Yüksek Mahkememiz kaynaklı olmadığına inanmaktayız. Buradaki sorumluluğu üstlenmesi gereken, ev sahibi olduğu iddiasıyla bu töreni organize eden Ulaştırma Bakanlığı ve dolayısı ile hükümettir.
Yüksek Mahkeme’nin ise, bugüne kadar temsil ettiği kurumsal ciddiyet ve anayasal sorumluluk bilinciyle hareket ederek, söz konusu törende ortaya çıkan görüntülerin anayasal ilkeler çerçevesinde yeniden değerlendirilmesini ve gelecekte benzeri durumların yaşanmaması adına gerekli hassasiyetin gösterilmesini sağlaması, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının korunması açısından hayati önem taşıyacaktır.
Hukuk Devleti, Kuvvetler Ayrılığı, Yargı Bağımsızlığı ve Laiklik, Kıbrıs Türk Halkının bu ülkede yaşamaya devam edebilmesine teminat teşkil eden, ne pahasına olursa olsun korumamız gereken Anayasal ilkelerdir.