“Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki tutumu uluslararası hukuk ve diplomasi ile açıklanamaz.”

Özdenefe: ""Meclis personelini buraya topladınız, dalga geçer gibi bir tavır sergilediniz" Özdenefe: ""Meclis personelini buraya topladınız, dalga geçer gibi bir tavır sergilediniz"

TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜK SORUMLULUĞU DIŞINDA HAREKET ETTİĞİ İDDİASI

Elcil, Erdoğan’ın konuşmasının, Türkiye’nin 1974’ten bu yana Kıbrıs’ın %37’sini “işgal altında tuttuğunu” ve bunu “açıkça ilan ettiğini” savundu. Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü ve anayasasını koruma sorumluluğu olan üç garantör devletten biri olduğunu hatırlatan Elcil, Erdoğan’ın Kıbrıs’ın bölünmesini ve “kuzeyinde kendisinin kurdurduğu kukla rejimin devlet olarak tanınmasını” talep ettiğini öne sürdü.

TÜRKİYE’NİN TANIMA ÇAĞRISI İKİ YÜZLÜLÜK MÜ?

Elcil, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan böyle bir tanıma kararı çıkmadığını, buna rağmen Erdoğan’ın bu talebi uluslararası platformda dile getirmesini “tam bir iki yüzlü siyaset” olarak nitelendirdi. “Bu siyasi duruşun, ne uluslararası hukuk, ne de diplomasi açısından açıklaması yoktur” diyen Elcil, Türkiye’nin bu tavrını eleştirdi.

KIBRIS SORUNUNUN İÇ POLİTİKAYA ALET EDİLMESİ İDDİASI

Elcil, Erdoğan ve AKP hükümetinin Türkiye’yi içinde bulunduğu ekonomik kaostan kurtarmak için Kıbrıs sorununu bir iç politika malzemesi olarak kullandığını iddia etti. “Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı Türkler’i siyasi rehine olarak kullanıp, uluslararası alanda çıkar sağlama ve elini güçlendirme amacı taşımaktadır” ifadelerini kullanan Elcil, Erdoğan’ın açıklamalarının bu amaca yönelik olduğunu savundu

Editör: U. Ç.