Özersay, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 2021’de Cenevre’de yapılan gayriresmi Kıbrıs zirvesinde masaya altı madde koyduğunu hatırlatarak, “O dönemde Türk tarafı, BM Güvenlik Konseyi’nin iki tarafın eşit uluslararası statüsünü ve egemen eşitliğini güvence altına alacak karar almasını ön şart olarak sundu. Bu yaklaşımı doğru bulmadığımı Meclis kürsüsünden dile getirmiştim” dedi.
Zaman içinde bu ön şartta esneme yaşandığını belirten Özersay, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas (3D) formülü üzerinden müzakerelerin başlaması ihtimalinin gündeme geldiğini, ancak Rum tarafının buna da olumlu bakmadığını söyledi.
Özersay, dün akşam yaptığı açıklamada Tufan Erhürman’ın da masaya oturmak için kendi ön şartlarını açıkladığını hatırlatarak şunları kaydetti:
“Erhürman, siyasi eşitliğin önceden kabul edilmesini, sürecin takvimli olmasını, bugüne kadar sağlanan yakınlaşmaların teyit edilmesini ve Rum tarafı masadan kalkarsa Türk tarafının statükoya dönmemesini şart koşuyor. Ancak Rum tarafı bugüne kadar siyasi eşitliği bizim anladığımız anlamda hiç kabul etmedi. Takvim konusunda da Annan Planı döneminden beri çok katı bir tavır sergiliyorlar. Bu şartlarla masaya oturulması mümkün görünmüyor.”
Sorunun şekil ya da yöntemden değil, çözümün içeriğine dair ciddi görüş ayrılıklarından kaynaklandığını söyleyen Özersay, “Taraflar yıllardır ‘iki toplumlu, iki bölgeli federasyon’ dese de bu kavramdan aynı şeyi anlamıyorlar. Tatar döneminde ortak zemin olmadığı için müzakere mümkün olmadı, Erhürman seçilirse de bu şartlarla müzakere mümkün olmayacak” ifadelerini kullandı.
Özersay, sonuç olarak kim seçilirse seçilsin mevcut koşullarda müzakere masasının kurulamayacağını, ancak seçim döneminde dile getirilen bu ön şartların esnetilmek veya geri alınmak zorunda kalınabileceğini belirtti.





