Özersay, Nahçıvan’ı Azerbaycan’a bağlayacak Zengezur Koridoru’nun 99 yıllığına ABD tarafından kiralanacağını, demiryolu, petrol, doğal gaz ve fiber optik hatlarını kapsayacağını, adının ise “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” olacağını belirtti. Bu gelişmenin ABD’nin Kafkaslar’daki nüfuzunu artıracağını, Rusya’nın ise bölgede etkisinin azalabileceğini ifade etti. Ancak koridorun kısa sürede inşa edilemeyeceğini, Rusya-Ukrayna savaşı sürdükçe ABD’nin bölgede hâkimiyet kurmasının kolay olmayacağını vurguladı.
Koridorun Ermenistan yasalarına göre işletilecek olması ve yatırımcı olarak ABD’nin yer almasının Azerbaycan-Ermenistan arasındaki karşılıklı bağımlılığı artıracağını söyleyen Özersay, Ermenistan’daki Rus üslerinin ve iç siyasetteki etkisinin ise kolay kırılmayabileceğini belirtti.
Azerbaycan’ın 2020’deki askeri zaferle Karabağ’daki Ermeni destekli yapıyı ortadan kaldırarak güçlendiğini dile getiren Özersay, Zengezur Koridoru’nun tamamlanmasının ardından Azerbaycan’ın KKTC konusunda Türkiye’nin politikalarına daha olumlu yaklaşabileceğini öngördü.
Kıbrıs meselesine de değinen Özersay, “Trump isterse Azerbaycan-Ermenistan’ı barıştırdığı gibi Kıbrıs sorununu da çözer” yorumlarının yüzeysel olduğunu söyledi. Mevcut statükonun uzun yıllar ABD ve İngiltere’nin çıkarlarına hizmet ettiğini, Kıbrıs’ta Rus etkisinin kırılmasını sağladığını ve Batı açısından göreceli istikrar yarattığını hatırlattı.
Özersay, yeni dönemde ABD’nin Kıbrıs’ta kapsamlı ve riskli bir çözüm yerine, İbrahim Anlaşmaları örneğinde olduğu gibi ticaret ve ekonomik bağımlılığa dayalı iş birliği modellerini tercih edeceğini düşündüğünü ifade etti. Kıbrıs’ın geleceğinin sadece ABD tercihlerine bağlı olmadığını, Türkiye’nin PKK sorununu çözmesinin ise bölgedeki gücünü artıracağını kaydetti.
“Yeni dönemde güvenlik, ticari bağımlılık ve küresel aktörler arasındaki ekonomik rekabet belirleyici olacak” diyen Özersay, büyük resmi görmek için sürekli değerlendirme ve pozisyon almanın şart olduğunu vurguladı.





