Cumhuriyet Meclisi’nde Gazimağusa İlahiyat Koleji Protokolü görüşülürken söz alan CTP Milletvekili ve Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, hükümete ve özellikle Eğitim Bakanlığı’na sert eleştiriler yöneltti.

Karada ve Denizde fırtına uyarısı
Karada ve Denizde fırtına uyarısı
İçeriği Görüntüle

Özdenefe, komite aşamasında yaşanan skandalı şöyle anlattı:

“İlk toplantıya gittik, Eğitim Bakanlığı’ndan bir tek kişi yoktu!”

“Bu kadar önemli bir konuda komiteye çağrı yapılıyor, protokol tartışılıyor, bütçe aktarımı konuşuluyor ama Eğitim Bakanlığı’nın bir temsilcisi bile yok!
Bu nasıl ciddiyetsizliktir?
UBP’li vekiller bile ‘Bakanlıktan biri gelsin, izahat versin’ demek zorunda kaldı.”

Özdenefe’ye göre bu durum, yalnızca bir ihmalkârlık değil, Eğitim Bakanlığı’nın bilerek süreç dışına itilmesi anlamına geliyor.


“İKİNCİ GÜN DE GELDİLER AMA ELLERİNDE TEK BİR ÇALIŞMA YOKTU”

Toplantının ertelendiğini hatırlatan Özdenefe, ikinci toplantıya gelen bakanlık temsilcisinin de tamamen hazırlıksız olduğunu söyledi:

“Sorduğumuz hiçbir soruya yanıt veremediler.”

  • Mağusa’da gerçek ihtiyaç analizi yapılmış mı?

  • Kaç öğrenci ilahiyat için geliyor?

  • Kaçı kolej bölümü için?

  • Namık Kemal Lisesi tamir edilse bu ihtiyaca gerek kalır mı?

  • Protokolün eğitim müfredatına etkisi ne?

Özdenefe: “Ellerinde tek bir belge yoktu. Çünkü bu kararı Eğitim Bakanlığı değil, başkaları verdi.” ifadelerini kullandı.


“EGEMENLİK VE MÜFREDAT YETKİSİ ANKARA’YA DEVREDİLİYOR”

Özdenefe, protokolde yer alan maddelerin açıkça KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkilerini sınırladığını vurguladı:

  • Müfredat Türkiye ile “istişare edilerek” hazırlanacak.

  • Gerekirse KKTC yasaları müfredata uyacak şekilde değiştirilecek.

  • Denetim TC Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak.

  • Müfredat dışına çıkılırsa okul binası vakfa geri verilecek.

“Eğitim Bakanlığı bu süreçte yok — çünkü yetkileri de elinden alınmış.”

Özdenefe:

“Bu anlaşmayla Eğitim Bakanlığı koordinatörlüğe indirgenmiş, karar yetkisi Ankara’ya devredilmiştir.
Bu, egemenlik hakkının devridir.”


“HALKA SORMADAN EGEMENLİK DEVREDİLEMEZ”

Özdenefe, anayasanın açık olduğunu belirterek:

“Egemenliği sınırlayan her anlaşma ancak halk oylamasıyla meşrulaşabilir.
Siz halka sordunuz mu?
‘Eğitimde kararları ben veremem, Ankara versin’ dediniz mi?”

diyerek hükümeti anayasal yükümlülükleri yerine getirmemekle suçladı.


“BU HÜKÜMET HALKA SIRTINI DÖNMÜŞ DURUMDA”

Konuşmasının sonunda Özdenefe, hükümetin ülkedeki tüm kurumları çalışamaz hale getirdiğini, eğitimden sağlığa her alanın dağılmış durumda olduğunu belirterek şu sözlerle çıkış yaptı:

“Devletin kurumlarını dönüm dönüm peşkeş çektiniz.
Halka sırtınızı döndünüz.
Egemenliği bile elinizin tersiyle bir kenara itiyorsunuz.
Bunun bedelini bir gün mutlaka ödeyeceksiniz.”