Girne Karakum’da yaşanan kapkaç olayı trafiktekileri dehşete düşürdü

Girne Karakum’da yaşanan kapkaç olayı trafiktekileri dehşete düşürdü. Olaya tanık olan vatandaş yaşadığı şoku anlattı: “Kapıyı Kilitlemek Yerine Ters Dönmüş Bir Tahta Sandalyenin Kapıya Konduğu Bir Yerde Büyüdüm” DEVRİM DEMİR Ülke her geçen gün alışık olmayan olaylara tanık olmaya devam ediyor. Kriminal suçların giderek arttığı, polisin personel eksikliği nedeniyle yetersiz kaldığı suçlara dün bir yenisi daha eklendi. Girne Karakum bölgesinde trafiğin en yoğun olduğu cadde üzerinde yaşanan olaya tanık olan vatandaş geldiğimiz duruma isyan etti. Trafiğin yavaş ilerlediği cadde de bir kadın sürücünün aracının camlarını fırsat bilen kapkaççı, aracın içindeki çantayı alarak hızla bölgeden uzaklaştı. Olaya tanık olan trafikteki sürücüler büyük şok yaşadıklarını, çantası çalınan kadının ise çaresizce uzaklaşan kapkaççıya baktığı ifade edildi. Ülkedeki durumun günden güne kötüye gittiğini, vatandaşın ise kendi ülkesinde artık güvende hissetmediğini ifade eden olayın görgü tanığı yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sene 1999 rahat battı, İstanbul’da iş bulup İstanbul’a yerleşmeye karar verdim çok sevdiğim bir arkadaşım çok valizim olduğu için beni alandan almaya geldi, eşyaları yerleştirdik arabaya bindik, arabanın kapılarını kilitledi. Şaşırdım, bunca yıllık arkadaşım kötü bir niyeti yoktur dedim içimden, sonra annemin "kızım sen Kıbrıslısın alışık değilsin böyle şeylere ama İstanbul’da çantanı sıkı tut, taksi şoförüyle sohbet etme, insanlarla hemen samimi olma" nasihatleri geldi aklıma azıcık tırstım. Neden arabanın kapılarını kilitledin dedim, burası İstanbul kırmızı ışıkta bile durduğunda kapıyı açıp arabada ne varsa alıp kaçarlar dedi, yok artık dedim. Ben kapı camın açık olduğu, insanların iş yerlerini bırakıp bir yere giderken kapıyı kilitlemek yerine ters dönmüş bir tahta sandalyenin kapıya konduğu bir yerde büyüdüm, kimse kimsenin evine girmediği gibi, kapı cam açık içerde uyurken geçenin içeri bile bakmadığı bir adada büyüdüm. Sene 2022 dün ilçe toplantısına giderken Karakum Lemar’ın orda sıkışan trafikte geç kalıyor olmanın bana verdiği gerginliğe dayanarak beklerken, bir bankamatiğin önünden hızlıca koşan bir adam, önümdeki bir kadıncağızın arabasının camlarının açık olmasından faydalanıp çantasını alıp kaçtı, kadın arabasını mı bıraksın yolun ortasında, çantasının peşine mı düşsün, ben, yanındaki araba diğer birkaç araba hepimiz şokta sadece bakakaldık adamın arkasından, çünkü bizde olmaz öyle şey, biz hiç araba kapısı kilitlemeyiz ki, ya da camları açık bırakırız mesela park yerinde, hatta markete inerken anahtar bile üstünde. Yok yok bu bir film çekimi olsa gerek bizim de fark etmeden içinde olduğumuz. Kimse koşamadı adamın arkasından çünkü kimse inanamadı, inanmak istemedi... Ne yani şimdi ben trafikte giderken kapımı mı kilitleyeceğim? Çantamı mı saklayacağım cam açıksa? Iki genç kızımı arkadaşlarıyla bir yere yollarken bir daha mı düşüneceğim? Yok yok benim memleketimde olmaz böyle şeyler, olsa olsa bir film çekimiydi o ya da kamera şakası ama ben el sallayamadım kameraya.”