"1983'E DÖNMEK İSTEMEZDİM"
Erhürman, konuşmasına, “Bunca yıl sonra 541 sayılı karara geri döndüğümüzde, 1983’e dönüyoruz. Mecliste böyle bir konuşma yapma gereği duymak istemezdim,” sözleriyle başladı. KKTC'nin statüsünün 1983’ten bu yana uluslararası hukukta bir değişiklik yaşamadığını hatırlatan Erhürman, “Aradan geçen bunca yılda BM kararlarının, özellikle 541 ve 550’nin, tüm milletvekilleri tarafından bilinmesi gerektiğini düşünürdüm,” dedi.
"GÖZLEMCİ STATÜSÜNE KARŞI DEĞİLİZ AMA..."
CTP lideri, Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki gözlemci üye statüsüne karşı olmadıklarını belirterek, bu statünün bir tanınmaya dönüşeceği beklentisinin yanlış olduğunu söyledi. “Bir dış politika hamlesini iç politika malzemesine dönüştürdüğünüzde, tehlikeli bir yola giriyorsunuz,” diyen Erhürman, devletin dış ilişkilerde gerçekçilikten sapmaması gerektiğini ifade etti.
"BM KARARLARI HÂLÂ YANLIŞ ANLAŞILIYOR"
Konuşmasında 541 ve 550 sayılı BM kararlarının içeriğini detaylı şekilde aktaran Erhürman, bu kararların KKTC’nin ilanını “hukuken geçersiz” saydığını ve tüm devletlere yalnızca KKTC değil, Kıbrıs Cumhuriyeti dışında başka herhangi bir devleti tanımamaları çağrısı yaptığını hatırlattı.
"KIBRIS SATILDI SÖYLEMLERİNE KATILMIYORUM"
Erhürman, bazı televizyon yorumcularının “Kıbrıs satıldı” şeklindeki söylemlerini de eleştirerek, “Bu devletler Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 90’lı yıllarda tanıdı. Şimdi yalnızca BM kararlarına olan bağlılıklarını teyit ediyorlar,” dedi. Bunun, Türk Devletleri Teşkilatı üyeliği ile çelişen bir durum olmadığını; ancak Kuzey Kıbrıs’ın statüsü açısından gerçeklerin çarpıtılmaması gerektiğini vurguladı.
"GERÇEKÇİ OLMAK ZORUNDAYIZ"
Erhürman, son olarak KKTC’nin uluslararası alanda yalnızca Türk Devletleri ile değil, diğer devletlerle de temas kurmasının önemine değindi. “Bu temaslar kıymetlidir. Ama siz bunu kalkıp da ‘iki devletli çözüm’ politikasının bir zaferi gibi sunarsanız, uluslararası alanda inandırıcılığınızı kaybedersiniz,” dedi.
"GÖZLEMCİ ÜYE DEĞİL, ONUR KONUĞU OLARAK DAVET EDİLDİK"
CTP Genel Başkanı ayrıca, bazı Türk Devletleri Teşkilatı zirvelerine KKTC’nin gözlemci değil, “onur konuğu” statüsüyle davet edildiğini hatırlatarak, “Bu da aslında gözlemci statüsünün ne kadar sınırlı olduğunu ortaya koyuyor,” değerlendirmesinde bulundu.
