Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, Dayanışma Evi’nde düzenlenen Sol ve Kıbrıs Sorunu 7. Yıllık Konferansında KTÖS’ü temsil ederek önemli değerlendirmelerde bulundu. KTÖS’ten yapılan açıklamaya göre Erhalaç, konferansta “Artan Küresel Barbarlık Koşullarında Kıbrıs’ta Yaşam Standartlarının Düşmesi ve Derinleşen Eşitsizlikler” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında küresel krizlerin yarattığı otoriterleşme ve ekonomik yıkımın, Kuzey Kıbrıs’ta yaşam standartlarını düşürdüğünü ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirdiğini söyleyen Erhalaç, KTÖS’ün bu yapısal krize karşı eşitlik, demokrasi ve kamusal hizmetler temelinde mücadelesini sürdürdüğünü belirtti.
“Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ekonomik zayıflığın ana sebebi”
Erhalaç, Kıbrıs sorununun uzun süredir çözülememesinin ekonomik gerilemeyi ve sosyal adaletsizliği artıran temel faktörlerden biri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“İzolasyonlar, sınırlı pazar, düşük üretkenlik ve uluslararası hukukun dışında kalan ekonomik yapı, toplumun hem bugünkü yaşam standardını hem de geleceğe dönük öngörü kapasitesini zayıflatmaktadır. KTÖS, federal çözümü siyasi bir tercih olmanın ötesinde ekonomik adalet, demokratikleşme ve toplumsal barışın ön koşulu olarak görmektedir.”
Sendikal mücadele: Göç Yasası, Sosyal Güvenlik ve eğitim politikaları
Erhalaç, KTÖS’ün 47/2010 sayılı “göç yasası”, Sosyal Güvenlik Yasası ve kamusal eğitimi zayıflatan bütçe politikalarına karşı aktif mücadele yürüttüğünü dile getirdi. KTÖS’ün:
-
eşitlikçi sosyal güvenlik reformları,
-
laik, bilimsel ve kapsayıcı eğitim,
-
çocuk hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği,
-
insan haklarını merkeze alan sendikal çizgi,
-
ekonomik paketlere karşı toplumsal ittifaklar,
-
barış perspektifini güçlendiren politikalar
üzerinde kararlılıkla durduğunu söyledi.
“Sorun sadece ekonomik değil; siyasal ve kültürel bir yapısal kriz”
Erhalaç, KTÖS’ün değerlendirmesinin net olduğunu belirterek, “Sorun ekonomik olduğu kadar siyasal, toplumsal ve kültürel bir yapısal krizdir.” dedi. Çözümün ise ancak kamusal hizmetlerin güçlendirildiği, gelir adaletinin sağlandığı, demokratik iradenin artırıldığı ve müzakere sürecinin yeniden canlandırıldığı bir eşitlik paradigmasıyla mümkün olacağını vurguladı.





