Gülay-Ceyhun Uzun çiftinin anlattığına göre, Tanyel Uzun jimnastikçiydi. Kemik kanseri tanısı aldığında 18 yaşına basmamıştı ve tek şikayeti kaburga bölgesindeki ağrıydı. Tedavi süresince moral ve motivasyonunu yüksek tuttu, ilaca yanıt verdi, iyileşti ancak hastalığı tekrarlayınca 2016 yılında yaşama veda etti. Hayatını kaybetmeden kısa süre önce sevgilisiyle nişanlanma kararı aldı ve güzel bir organizasyonla bu mutluluğu da yaşadı.

7 yıl önce kaybettikleri kızları Tanyel’i, Tanyel’s Smile (Tanyel’in Gülüşü) Vakfı'nın çalışmalarını ve Londra’dan Yedidalga’ya süren 29 günlük bisiklet yolcuğunu Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlatan Uzun çifti, ailelere “Çocuklarınızın sağlık sorunlarını önemseyin, küçük belirtiler de olsa mutlaka hekime gösterin. Erken tanı hayat kurtarır” diyerek seslendi.

-Yas sürecini, spor yaparak geçirdi

“Kızımın kaybından sonra kendimi koşuya verdim” diyen Ceyhun Uzun, 3 yıl arka arkaya katıldığı Londra Maratonu'nda Guinness rekoru kırdığını, buradan elde ettiği yarım milyon sterlinlik geliri de kanserli çocuklara bağışladığını söyledi. İngiltere’de 30 yıldır polislik yapan Ceyhun Uzun, mesleğini başarıyla sürdürdüğü ve hayır kurumlarına yardım ettiği için İngiltere Kraliçesi'nden onur madalyası aldığını da belirtti. Uzun, Türkiye’nin yarışma programı Survivor’a da katılmıştı.

Erken tanının hayat kurtardığını girdikleri her ortamda yineleyen Uzun çifti, “Tanyel sapsağlam, sporcu bir kızdı. Hiçbir anne -baba çocuğunun bir gün kansere yakalanabileceğini düşünmez. Hastalık geç fark edilmeseydi kızımız yanımızda olabilirdi…” dedi.

-Kızını kaybeden annenin depresyonu

Fitness eğitmenliği yapan Gülay Uzun, kızının kaybı sonrasında işe gidemediğini, ciddi bir depresyon yaşadığını söyleyerek, şunları anlattı:

“Güneş, yağmur, soğuk fark etmezdi, hep kızımın mezarındaydım. Ne yer ne de içerdim. 4-5 yılım böyle geçti. Vakfı kurup etkinliklere başlayınca, çocukların ve ailelerin sevinçlerini görünce ‘bunu sürdürmek istiyorum’ dedim.”

-11 mesajları.. “Siz devam edin, ben yanınızdayım” diyor

Ceyhun Uzun, kızının kendine sayılar aracılığıyla mesaj gönderdiğine inandığını da anlattı ve şunları ekledi:

“Tanyel’in 11 sayısıyla bana mesajlar gönderdiğini düşünürüm. Onu kaybettiğimiz hastane odasının numarası 11’di. Mezarı 11’nci bölgededir.  Yedidalga’da sürüşü tamamladığımızda saat 13.11’di….. Bunun gibi birçok mesaj… Bize ‘siz devam edin, ben yanınızdayım” diyor.”

-“Kızımız Yedidalga’yı çok severdi”

Özdenefe: "Ülkede turizmin 12 ay yapılacak şekilde düzenlenmesi gerek" Özdenefe: "Ülkede turizmin 12 ay yapılacak şekilde düzenlenmesi gerek"

Uzun çifti, röportajda Yedidalga’nın kızları ve kendileri için öneminden de söz etti.

Gülay Uzun, 5 yaşında ailesiyle Yedidalga’dan Londra’ya göç ettiklerini, Türkiye’de doğan Ceyhun Uzun’un ise Kıbrıs’la bağının üvey annesi sayesinde olduğunu söyledi.

Ceyhun Uzun, annesiyle babası boşanınca kardeşiyle bir süre çocuk esirgeme yurdunda kaldıklarını, onları alıp İngiltere’ye dönenen babalarının Kıbrıslı bir kadınla evlendiğini anlatarak, şunları ekledi:

“Yedidalga’ya üvey annemin akrabalarını ziyarete gelirdik. Eşimi de Yedidalga’da gördüm, beğendim. 1990’da evlendik. 1995’te kızımız doğdu. Buraya devamlı gelirdik. Kızımız Yedidalga’yı çok severdi. Bu nedenle sürüşümüzü burada tamamladık.”

Ceyhun Uzun, daha önce yine böyle bir farkındalık için bisikletle Belçika ve Paris turu da yaptığını ancak bunların birer günlük kısa sürüşler olduğunu söyledi.

-4 ülkeden geçip 3 bin 600 kilometre sürdüler

Bu ilk uzun yol tecrübesinde kendisine meslektaşı da olan milli koşucu Ryan Mckinlay’in eşlik ettiğini, eşi Gülay Uzun ile Ryan Mckinlay’in annesi Rachel Mckinlay’nın araçla yanlarında gittiğini anlatan Ceyhun Uzun, Londra’dan yola çıkmadan kızlarının mezarını ziyaret ettiklerini de belirtti.

Günde 160-180 kilometre bisiklet sürerek, İngiltere, Fransa, İtaya, Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs güzergahını izlediklerini, yokuşlar nedeniyle özellikle Yunanistan’da çok zorlandıklarını söyleyen Uzun, bisikletle toplamda 3 bin 600 kilometre mesafe kat ettiklerini kaydetti.

- “En zoru kanser tanısı alan çocukların tedavi süreci. …”

“Yeni bir yolculuk planınız var mı?” sorusu üzerine Ceyhun Uzun, “Olabilir. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna sürebiliriz. Bizim için hiçbir şey imkansız değil. En zoru kanser tanısı alan çocukların tedavi sürecidir. Ben o acıya tanık oldum, hiçbir şey bundan daha zor olamaz” dedi.

Uzun çifti, sözlerini İngiltere merkezli vakfın KKTC’de kanser tanısı alan 0-24 yaş aralığındaki kişilere ve ailelerine maddi ve manevi yardım etmeye devam edeceklerini vurgulayarak tamamladı.