Dünya genelinde kritik minerallerin üretimi ve işlenmesinde tekel konumuna gelen Çin, küresel tedarik zincirlerinde belirleyici güç haline geldi. Uzmanlara göre Pekin’in bu hakimiyeti, önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni ticaret savaşlarının fitilini ateşleyebilir.
ÇİN’İN MADEN TEKELİ: GRAFİTİN %78’İ, NADİR TOPRAKLARIN %69’U ÇİN’DE
İtalyan enerji devi Eni’nin Dünya Enerji Görünümü raporuna göre, pil ve batarya teknolojisinin vazgeçilmez ham maddeleri arasında yer alan kobalt, lityum, nikel, manganez ve grafit gibi minerallerin üretimi birkaç ülkenin elinde toplanmış durumda.
-
Grafit üretiminin %78’i Çin’de,
-
Kobaltın %76’sı Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde,
-
Nikelin %60’ından fazlası ise Endonezya’da üretiliyor.
Rapora göre nadir toprak elementlerinin %69’u Çin kaynaklı. Bu oran, Pekin’i kritik madenlerde küresel tedarik zincirinin merkezine yerleştiriyor.
ARZ GÜVENLİĞİ VE REKABET RİSK ALTINDA
Kritik minerallerin sınırlı sayıda ülke tarafından kontrol edilmesi, arz güvenliği açısından önemli riskler doğuruyor.
Uzmanlar, bu durumun yalnızca tekelleşmeyi değil, aynı zamanda fiyat artışlarını ve stratejik bağımlılığı da tetiklediğini vurguluyor.
Artan talep, maden fiyatlarında sert yükselişlere yol açarken enerji ve teknoloji rekabetinde yeni cephelerin oluşmasına neden oluyor.
ZANBAK: “ÇİN KÜRESEL TEDARİKTE BELİRLEYİCİ GÜÇ HALİNE GELDİ”
Türkiye Madenciler Derneği Çevre Koordinatörü Caner Zanbak, Çin’in son 25 yılda madencilik ve işleme teknolojilerinde büyük ilerleme kaydettiğini belirtti:
“Çin, yeşil enerji ve ileri teknoloji tedarik zincirlerinde belirleyici güç haline gelmiştir. Ancak bu, küresel jeopolitik bağımlılığı artırmakta ve stratejik kırılganlık yaratmaktadır.”
Zanbak, Pekin’in son dönemde nadir toprak elementleri ihracatına kısıtlamalar getirdiğini ve üretim teknolojilerine erişimi zorlaştırdığını ifade etti.
3-5 YIL İÇİNDE YENİ TİCARET SAVAŞLARI
Zanbak, kritik minerallerin ABD, Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore gibi büyük ekonomiler için “stratejik odak noktası” haline geldiğini belirterek şu uyarıda bulundu:
“Ham madde tedarik riskleri nedeniyle önümüzdeki 3-5 yıl içinde küresel ticaret savaşları kaçınılmaz görünüyor.”
Zanbak’a göre, bu süreçte yeşil enerji, enerji depolama ve savunma sanayii hedeflerinde belirsizlikler artacak.
ÜLKELER STRATEJİK ORTAKLIKLARA YÖNELİYOR
Zanbak, büyük ekonomilerin kritik minerallere erişimi güvence altına almak için stratejik ortaklıklar kurduğunu ve ham madde stoklamaya başladığını vurguladı:
“Türkiye gibi kaynak açısından zengin ülkeler, sanayi ihtiyaçlarını doğru belirleyerek kendi ham madde kaynaklarını geliştirmeli ve tedarik riskini azaltacak stratejiler uygulamalıdır.”





