Talat, 2012'de hazırlanan Elektronik Haberleşme Yasası’nın tekelleşme karşıtı, serbest rekabetin önünü açan ve sistemi regüle eden bir yasa olduğuna işaret ederek, düzenleyici ve denetleyici kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun (BTHK) kurulduğunu hatırlattı.
Yasa kapsamında BTHK tarafından yetkilendirilen her operatörün fiber optik altyapı kurulumu ve çalışması yapabildiğini ifade eden Talat, 2015'te yapılan değişiklikle BTHK’nin yetkilerinin elinden alındığını ve bu alanda Bakanlar Kurulu’na ulusal politika belirleme yetkisi verildiğini savundu. “Yasanın ilk hali uygulanmış olsaydı, bugün memleketin birçok yerinde fiber optik altyapı döşenmiş olacaktı.” diyen Talat, başvuran şirketlerin önünün kesilmesiyle bugünkü duruma gelindiğini savundu.
Talat, Türk Telekom’la imzalanan protokolün sektörde tekelleşmeye yol açacağını iddia ederek, yurtdışı veri bağlantısının sadece bu şirket tarafından yapılacağı maddesine işaret etti ve devlet güvenliği açısından sakıncalı olduğu uyarısında bulundu. Türk Telekom’a ülkedeki diğer 29 tane internet sağlayıcının sahip olmadığı imkanların verildiğini savunan Talat, “bir arıza olduğunda sisteme doğrudan erişim hakkı”nın da bunun en güzel örneği olduğunu söyledi. Talat, "Bu altyapı sözleşmesi mi, yoksa bir sürü imtiyazın sağlandığı, başka amaçlarla yazılan bir metin mi?" diye sordu.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “bu ülkede yapılamayacağı yönündeki” açıklamalarını hatırlatarak, “Biz bu işi ülke olarak yapabilirdik” diyen Talat, bu gibi konularda ihale dışında da çeşitli modeller olduğunu söyledi. Talat, protokol kapsamında BTHK’nin ilgili şirkete hiçbir yaptırım uygulayamayacağını da ileri sürerek, bunun devlet ve tüketici hakları bakımından tehlike yaratacağını savundu.
Protokolde “wi-fi” sisteminin kaldırılması yönünde ibare de olduğunu söyleyen Talat, bunun neden yapıldığını sordu. Dünyada birçok hibrit model örneği olduğunu kaydeden Talat, eleştirilerinin sadece düzgün bir modelin kurulmasının sağlanması için olduğunu vurguladı.