Rahvancıoğlu: Ne uzmanlar ne de iyi niyetli siyasetçiler emeğin sorununu çözemez, emeğin sorununu sadece emekçi çözebilir
“DURUM EMEKÇİLER AÇISINDAN KÖTÜYE GİDİYOR”
Rahvancıoğlu, ülkede hükümet olunsa da iktidar olunamadığını, bir grup ultra zenginin sağlıkta, eğitimde olduğu gibi çalışma hayatında da iktidar olduğunu savundu.
Bağımsızlık Yolu olarak “hükümete değil muhalefete talibiz” dediklerini hatırlatan Rahvancıoğlu, bunu hükümette olmayı ve hükümette kalmayı hedef belirleyen her partinin iktidar odaklarıyla uzlaşmak zorunda olduğu tespitinden hareketle söylediklerini ifade etti.
Çalışma hayatının işverenler açısından iyiye gittiğini söyleyen Rahvancıoğlu “Bu dönemde karlarına kar katıyorlar, büyüdükçe büyüyorlar, durum emekçiler açısından kötüye gidiyor” dedi.
Münür Rahvancıoğlu, “çalışma hayatı” diye bir bütün yaratıp konuşulduğunda emekçilerin yaşadığı zulmün görünmez hale geldiğini ifade etti.
“HAFTADA 40 SAAT ÇALIŞMA SİSTEMİ BU ÜLKEDE UYGULANMIYOR”
Haftada 40 saat çalışma sisteminin bu ülkede uygulanmadığını, en iyi durumdaki iş yerinde bile 50-60 saate varan çalışma haftası olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, asgari ücretin haftada 40 saate göre verildiğini, bu durumda emekçinin ucuza çalıştırıldığını belirtti.
Bağımsızlık Yolu’nun bu durumun önlenmesine ilişkin önerisinin de bulunduğunu anlatan Rahvancıoğlu, çipli takip sistemine geçilmesiyle Çalışma Bakanlığı’na kurulacak server aracılığıyla özel sektörde işe giriş çıkışın takibi yapılarak kişilerin haftada 40 saatten fazla çalıştırılma sıkıntısının da çözülebileceğini söyledi.
Vatandaş olanla olmayanın işten durdurulması konusuna farklı yasal mevzuatla karşılaştığını söyleyen Rahvancıoğlu, bunun Anayasanın eşitlik ilkesine ve insan haklarına uygun olmadığını ifade ederek yasanın hemen düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Rahvancıoğlu, Çalışma Yasası’nda yazmasına rağmen iktidar partilerinin bugüne kadar işçilerin maaşının, yatırımlarının veya mesailerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmediğini, iktidar olan sermaye kesiminin buna izin vermediğini savundu.
50 kişiden fazla işçi çalıştıran işyerlerinin kreş açma zorunluluğunun olması gerektiğini de savunduklarını hatırlatan Rahvancıoğlu, “Açılmıyorsa devletin açacağı kreşlere katkı yapmalı, devlet de geriye kalan işçiler için kamusal kreşler ayarlamalıdır. 20 kişinin üzerinde işçisi olan iş yerlerine ücretsiz öğle yemeği zorunluluğu da getirilmelidir” şeklinde konuştu.
“SERMAYE DÜZENİNDE HALKTAN YANA OLMAK SUÇTUR”
“Özel sektör çalışanları patronlarının izni olmadan evlenme ve balayı ve doğum tarihlerine veya siyasi partiden aday olup olamayacağına karar veremiyor” diyen Rahvancıoğlu, “Patronlar sermaye ve rejim partilerinde kontenjanlarda baş tacı ediliyor” ifadelerini kullandı.
Sendikasız çalıştırılmanın yasaklanmasını 2014 yılından beri dile getirdiklerini, 2018 yılından beri de asgari ücretin en düşük kamu maaşına bağlanması gerektiğini savunduklarını belirten Rahvancıoğlu, “Sermaye örgütlüdür emeğin de örgütlenmesi gerekmektedir. Ne uzmanlar ne de iyi niyetli siyasetçiler emeğin sorununu çözemez, emeğin sorununu sadece emekçi çözebilir” ifadelerini kullandı.
Bunlar da ilginizi çekebilir