Öztürkler, KKTC’nin hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde kamu düzenini ve mülkiyet haklarını koruma görevini kararlılıkla yerine getirdiğini vurguladı.
Öztürkler, söz konusu tutuklamaların tamamen hukuki gerekçelere dayandığını ve bağımsız yargı sürecinin şeffaf şekilde yürütüldüğünü belirtti. İnsan hakları ihlali iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tutukluların tüm temel haklarının eksiksiz şekilde gözetildiğini ifade etti.
Açıklamada, Dimitriu’nun Avrupa Birliği kurumlarını arkasına alarak yaptığı müdahaleci açıklamaların Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını ve yargı bağımsızlığını hedef aldığı belirtildi. KKTC yargısının, kişi ve kurum baskılarına boyun eğmeyen, adaletin güçlü kalkanıyla korunan bir sistem üzerine kurulu olduğu vurgulandı.
Öztürkler ayrıca, KKTC’nin egemenliği altında yasal tapu sahiplerinin mülkiyet haklarını korumanın hem hukuki hem de ahlaki bir sorumluluk olduğunu hatırlattı. Dimitriu’nun insan hakları ihlali eleştirilerinde samimi ise, öncelikle Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız izolasyonlar ve kısıtlamaları göz önünde bulundurması gerektiğini ifade etti.
Açıklamada, KKTC yargısının bağımsız yapısına yönelik uluslararası çağrıların beyhude girişimler olduğu, adaletin en doğru ve tarafsız şekilde tecelli edeceği ve Kıbrıs Türk halkının haklarının savunulmaya devam edeceği kararlılığı vurgulandı.