“Tutuklu ve mahkum aynı yerde olmamalı” Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkan Salih Kayalı, yeni bir cezaevine taşınmadan mevcut yapıda sorunların çözülmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Eniz ORAKCIOĞLU Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, hükümet programında yeni cezaevi, personelin özlük hakları ve suç türleri, tutukluların koşullarının ve suç türleri ile yaş guruplarına göre ayrım yapılması konu başlıklarının yer almasının sevindirici olduğunu belirtti. “Hükümet programı bizi sevindirdi” Kayalı, “Bu, en azından sorunlarımızı anlatabildik anlamına gelmektedir. İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile görüştük ve birinci elden sorunları aktardık. Bizlere bu konuda çok olumlu yaklaştı ve bizim aktardığımız sorunları daha önce sayın müdürümüzün de aktardığını söyledi” şeklinde konuştu. “Çalışanların özlük hakları geri bırakıldı” Hükümet programında yer alan Merkezi cezaevi personelinin özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili Kayalı, Cezaevi çalışanlarının özlük haklarının diğer kurumlara göre çok geri kaldığını vurgulayarak, “Derece terfi sistemleri uzun süre yerine getirilemedi. Aynı yıllarda Personel Dairesi, Nüfus Kayıt Dairesi gibi dairelerde çalışanlarla cezaevi çalışanları arasında uçurumlar oluştu. Başka dairelerde terfi mekanizmaları çalıştığı için 10-15 yıllık çalışanlar 1’inci dereceye yükselirken, cezaevinde çalışanlar sadece bir derece alabildi” diye konuştu. “Yeni cezaevine taşınmak şart” Hükümet programında yer alan “Yeni cezaevi projesinin bitirilmesine kadarki sürede mevcut cezaevindeki mahkum ve tutukluların koşulları uluslararası standartlar çerçevesinde iyileştirilecektir. Ayrıca, bu standartların korunması için ilgili tüm paydaşlarla istişare edilerek bir denetim birimi kurulacaktır.” şeklindeki ifadeleri de değerlendiren Kayalı, yeni cezaevine taşınmada bu sorunlara bir çözüm bulunamayacağını vurguladı. Salih Kayalı, “Bu fiziki koşulların içerisinde insan haklarına uygun tam anlamıyla bir şeylerin yapılamayacağını ve sorunların çözülemeyeceğini düşünüyorum. Bu noktada önemli olan yeni cezaevine ciddi bir hazırlık yapıp en azından oradaki koşullara mevzuatımızın hazırlanması, Teşkilat Yasasının düzeltilmesi ve güvenliği sağlamak için personel sayısı artırılaracaktır.” dedi. “İvedilikle personel sayısı artırılmalı” Cezaevinde en acil ve önemli sorunun personel azlığı olduğunu da vurgulayan Kayalı, “Mahkumlar arası oluşabilecek sorunların daha kolay çözülebilmesi için gardiyan sayısı artırılmalıdır. Bugün bir koridorda çalışan 3 gardiyan, bir koğuş içerisinde ise 60-70 mahkum ve tutuklu var. Küçücük bir olay olduğu zaman 3 kişinin müdahalesinin yeterli olup olmayacağını düşünmek gerekir. Bunlar daha önce yaşanan olaylardır. Örneğin daha önce 8-10 kişinin birbirine girdiği durumlarda yaşandı ve sadece 3 kişinin müdahale etme şansı vardı. Şimdiki haliyle mahkum ve tutukluların koşullarının uluslararası standartlara ulaştırılması zor görünüyor, ama en azından içerdeki çalışan sayısını artırarak ve mahkum ile tutukluların görüşmelerini kolaylaştırarak bir adım ileriye taşınabilir” şeklinde konuştu. “En büyük kanayan yaramız” Ülkemizin en büyük kanayan yaralarından birinin 14-15 yaşındaki çocukların, büyük tutuklu ve mahkumların arasında barındırılması olduğunu belirten Salih Kayalı, “Maalesef cezaevinde çocuk suçluları ıslah etmek çok sınırlı kalıyor. Yüzde 90 ıslah etmek üzerine çalışılması gerekirken, bu koşullarda yapılabilen yüzde 5, yüzde 10 civarlarında kalıyor. Özellikle Türkiye’deki cezaevlerinde çocuk suçlulara bakan gardiyanların bile pedagoji eğitiminden geçtiklerini görüyoruz. Ama burada maalesef çocuklar ve gençler büyük suçluların arasında kalıyor” diye konuştu. “Tutuklu ve mahkum aynı yerde olmamalı” Cezaevi var olan tüzüğünün ayrım yaptığı noktanın tutuklu ve mahkum arasında olduğuna dikkat çeken Kayalı, “Bu noktada tutuklular hükümlülerle karıştırılmamalıdır. Ama maalesef bizim tutuklularla, ceza alan mahkumlar bir arada kalıyor. Kaldı ki belki de tutuklu olan kişi mahkemede beraat edecektir, ama biz onu bir suç makinasının yanına koyuyoruz. Bu noktada da cezaevinin hızlıca bitirilmesi şarttır” dedi. “Seçim yasaklarına takılmadan kadrolar doldurulmalı” Salih Kayalı sözlerini şöyle tamamladı; “Bizim için mahkum ve tutuklular ile çalışanları rahatlatacak en yakın ve en kısa tedbir açılmış olan 15 erkek, 3 kadın gardiyan münhali sayısının artırılması ve en az bu sayının 30’a çıkartılmasıdır. Aynı zamanda bu sürecin hızlandırılması ve çalışanların da nefes alabilmesi için önemli bir noktadır. Cezaevi çalışanları açıkça söylemek gerekirse artık ek mesai yapmak ve saatleri dışında daha fazla cezaevine gelmek istemiyorlar. Dolayısıyla eksik olan kadroların hızlı bir şekilde, seçim yasaklarına takılmadan gerçekleştirilmesi gerekir.”