Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuellar, Kıbrıs’ta yıllar sonra yeniden başlayan temasların “nadir bir fırsat penceresi” yarattığını, ancak sürecin yeterince olgunlaşmadan genişletilmiş 5+1 toplantısına taşınmasının mevcut kırılgan ivmeyi tehlikeye atabileceğini söyledi.
Holguín, ANKA Haber Ajansı’na verdiği mülakatta, 11 Aralık’ta BM öncülüğünde gerçekleştirilen ve Rum lider Nikos Christodoulides ile Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman’ın katıldığı üçlü görüşmeyi, yedi yıllık kopukluğun ardından liderler düzeyinde yeniden temas kurulması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirdi. Holguín, görüşmelerin “derinlikli, samimi ve son derece doğrudan” geçtiğini ancak diyaloğun halen erken ve hassas bir aşamada olduğunu vurguladı.
“ERKEN 5+1 TOPLANTISI SÜRECİ TIKAYABİLİR”
Holguín’e göre bu aşamada güvenin pekiştirilmesi ve somut ilerleme sağlanmadan, BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde yapılması öngörülen 5+1 formatındaki bir toplantıya gidilmesi, sürecin daha başlamadan tıkanmasına yol açabilir. Kıbrıs’ta BM destekli kapsamlı çözüm müzakerelerinin, 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında yapılan görüşmelerin çökmesiyle askıya alındığını hatırlatan Holguín, bu deneyimin aceleci adımların riskini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
SİYASİ EŞİTLİK VE TEKNİK BAŞLIKLAR
11 Aralık’taki üçlü toplantının, Crans-Montana’dan bu yana ilk BM öncülüğündeki liderler düzeyindeki temas olduğuna dikkat çeken Holguín, tarafların görüşmelere “BM kararlarında tarif edilen siyasi eşitlik” temelinde devam edilmesi konusunda mutabık kaldığını aktardı. Bu ilkenin uzun süredir BM parametrelerinin merkezinde yer aldığını, ancak taraflar arasında farklı yorumlara konu olduğunu belirtti.
Holguín, toplantıda teknik düzeyde ele alınabilecek bazı konuların liderler tarafından tartışılmasının, üst düzey görüşmelerin verimliliğini sınırladığını söyledi. Önümüzdeki dönemde müzakereci ekiplerin daha etkin çalışmasının, liderler düzeyindeki temasların esas siyasi kararlara odaklanmasını sağlayacağını ifade etti.
GEÇİŞ NOKTALARI VE GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER
Sürecin ilk aşamasında güven artırıcı önlemlerin belirleyici olacağını vurgulayan Holguín, özellikle yeni geçiş noktalarının açılmasının hem sembolik hem de günlük yaşama doğrudan etkisi nedeniyle kritik önemde olduğunu söyledi. Geçişlerin artırılmasının iki toplum arasındaki temasları güçlendireceğini ve güven inşasına katkı sağlayacağını belirtti.
ZAMANLAMA VURGUSU
Rum tarafı ve Yunanistan’ın, garantör ülkeler ile BM Genel Sekreteri’nin de katılacağı 5+1 toplantısının hızla toplanmasını savunduğunu hatırlatan Holguín, Erhürman’ın ise Lefkoşa’da somut uzlaşılar sağlanmadan böyle bir toplantıya gidilmesinin geçmişteki başarısızlıkları tekrarlayabileceği yönündeki uyarılarını paylaştı.
Holguín, genişletilmiş toplantı ilkesinin tartışma konusu olmadığını ancak doğru zamanlama ve hazırlığın hayati önemde olduğunu vurgulayarak, “Amaç toplantı yapmak değil, sonuç alabilecek bir süreci inşa etmek” ifadelerini kullandı.