TMK KAPSAMINDA YÜRÜTÜLEN HUKUKİ İŞLEMLER GÖRMEZDEN GELİNDİ
Kırmızı bülten çıkarılan kişilerin tamamının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından etkin bir iç hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) çerçevesinde işlem yaptığı belirtildi. A.N., Z.N., G.N., D.N., S.K., H.K., J.A., M.A. ve A.K. adlı şahısların mülkiyet işlemleri hukuki dayanaklara sahipken, Rum yönetiminin TMK'yı yok sayarak cezai yaptırımlar yoluna gitmesi büyük bir tepkiye yol açtı.
MÜLKİYET SİYASİ ARAÇ HALİNE Mİ GELDİ?
Kıbrıslı Türk hukukçular ve insan hakları savunucuları, bu girişimin yalnızca bireylere yönelik değil, tüm toplumu hedef alan bir siyasi saldırı olduğunu savundu. Kapsamlı çözüm öncesi mülkiyet ihtilaflarının cezai yollarla çözülmeye çalışılmasının, adanın kalıcı bölünmesini körükleyeceği vurgulandı.
ULUSLARARASI KAMUOYUNA ÇAĞRI
Kıbrıslı Türk hukuk çevreleri, uluslararası kamuoyunu ve özellikle Avrupa Birliği'ni bu hukuksuz adımlara karşı duyarlılığa davet etti. Güney Kıbrıs’ın Schengen Alanı’na katılma hevesiyle uluslararası hukuku yalnızca kendi çıkarına kullanmaya çalıştığı değerlendirmesi yapılırken, bu tür adımların müzakerelere zarar verdiği kaydedildi.
MÜLKİYET SORUNU MÜZAKERE KONUSU OLARAK TANINDI
Birleşmiş Milletler öncülüğündeki müzakerelerde, mülkiyet konusunun ana başlıklardan biri olarak ele alındığına dikkat çekilerek, Kıbrıs sorununa kalıcı ve adil bir çözümün yalnızca siyasi diyalog ve karşılıklı anlayışla mümkün olabileceği vurgulandı.