Kutlu Adalı gibi ülkemizin önemli isimlerinden birinin adının geçtiği ödüle layık olmak gurur verici...
Bir ödül töreninde adın anıldığında, bir plaket eline verildiğinde herkes alkışlar...
Ama kimse o ana gelene kadar neler yaşandığını tam olarak bilmez.
Uykusuz geceleri, gece gündüz yazılan çizilen haberleri, saatlerce ekranda geçen günleri kimse görmez.
Ama biz gördük, yaşadık, hissettik.
Bu ödül sadece bir anı değil bizim için — bir yolculuğun, sabrın ve inancın sembolü.
Ben ve ekip arkadaşlarım, bu yolda birlikte yürüdük.
Kimi zaman tartıştık, kimi zaman güldük, kimi zaman sabahladık...
Ama hiçbir zaman pes etmedik.
Her gün yeniden başladık.
Ve evet, bu plaket bizim masamızda duruyor.
Ama biz bunun bir son değil, sadece küçük bir teşekkür olduğunu biliyoruz.
Gerçek ödül; birlikte üretebilmek, birlikte başarabilmek, birbirine güvenebilmektir.
Çünkü biz, bu işi “ödül almak” için değil, işimizi layığıyla yapmak için yapıyoruz.
Ödül alan herkesi içtenlikle tebrik ediyorum.
Kim nerede, hangi alanda olursa olsun; emek vermiş, alın teri dökmüş, mücadele etmiş herkes bu alkışı hak ediyor.
Bu ülkenin daha çok üretene, daha çok emek verene, daha çok inanana ihtiyacı var.
Biz bu ödülü, sadece kendi adımıza değil; sabırla çalışan, elini taşın altına koyan herkes adına aldık.
Ve biliyoruz:
Gerçek başarı, plaketlerde değil; birbirimize kattıklarımızda saklı.