Böyle ülke mi olur?

Tetikçiler geliyor,
biz susuyoruz.
Onlar hedef seçiyor,
biz dua ediyoruz.
Böyle bir ülke mi olur?

Bir zamanlar bu ülkeye gelenler
denize girerdi,
hellim yerdi,
yasemin kokulu Lefkoşa’da tarihi gezerdi
Saray önünde güvercinlere yem atardı…
Şimdi belinde silah, elinde listeyle geliyorlar!

Bu topraklarda iş kuran, istihdam yaratan,
“Benim bu memlekete bir borcum var” diyen insanlar…
birilerinin gözünde artık sadece hedef!

Adını bile duymadığımız adamlar,
ülkemize girerken hiç zorlanmıyor.
Kimlik mi?
Tamam!
Niyet mi?
Soran yok!

Sonra ne mi oluyor?
Tetikçi rolünde birileri,
iş insanlarımızı tehdit ediyor…
Kimisi bu ülkeyi terk ediyor..
Kimisi tehditi kabul ediyor ve ödüyor..

Girne’de iş insanınlarına yanaşıp
“Sizi koruyalım, ama karşılığını da verin” diyen
ufak çeteler, bu büyük ihanet düzeninin yavruları sadece.

Asıl büyük mesele:
Bu ülkenin sınır kapılarından silah geçirebilen
veya bu ülkede rahatlıkla silah ve mermi bulan tetikçiler ve yancıları!

Bugün sustuklarımız,
yarın başka insanlara dönecek birer mermi!
Ve o zaman herkes “ben demiştim” diyecek…
Ama mezar taşları bunu duymayacak!

Bu memleketi seven herkesin,
bu oyunu bozmak gibi bir sorumluluğu var.

Yeter!
Bu ülke iş yapanlardan değil,
tetikçilerden ve sahiplerinden temizlenmeli!