"İSRAİLLİLERİN KONUT ALIMI %6.49, PEKİ DİĞER ÜLKELERİN?"
Erhan Arıklı'ya, “İsraillilerin KKTC’de büyük miktarda mal alarak Kıbrıs’ı Filistin gibi ele geçirmeye çalıştığı” yönündeki iddialar soruldu. Arıklı ise bu iddiaların hangi verilere dayandığını sordu ve resmi rakamları ortaya koydu:
“2021-2024 yılları arasında yabancılara toplam 9.408 konut satılmış. İsrail vatandaşları ise 611 konut almış. Bu, toplam satışın sadece %6.49’una denk geliyor. Üstelik bu İsrail vatandaşlarının birçoğu Yahudi değil; Arap ve Hristiyan İsrailliler. Yabancı konut alımlarında İsrail, Türkiye, AB ülkeleri, Rusya ve İran’dan sonra 5. sırada geliyor. AB vatandaşları 2.314 konut, Ruslar 1.196 konut alınca sorun olmuyor da, İsrailliler 611 konut alınca mı Kıbrıs Filistinleşmiş oluyor?”
"YABANCIYA ARAZİ SATIŞI SINIRLI VE KONTROL ALTINDA"
Aynı röportajda Arıklı’ya, "Yahudilerin avukatlar üzerinden büyük araziler satın aldığı" iddiası da soruldu. Arıklı, bu konudaki yasal prosedürleri hatırlattı:
“Bizim yasalarımıza göre yabancıların arazi alımı 1 dönümle sınırlıdır. Ayrıca, yabancılara tapu verilmeden önce güvenlik soruşturması yapılır. Bu soruşturmayı da biz değil, Türkiye güvenlik makamları yapar. Avukatlar üzerinden sözleşmeyle arazi almaya çalışan biri büyük bir hata yapar çünkü bu işlemler yasalar gereği belli bir süre içinde tapuya çevrilmek zorundadır. Biz buna izin vermeyiz.”
"BU PROPAGANDA RUM-YUNAN ENTELİJANSİYASININ BİR ÜRÜNÜ"
Arıklı, “Kıbrıs Filistinleşiyor” söylemlerinin tamamen manipülatif bir propaganda olduğunu ve arkasında Rum-Yunan istihbaratının olabileceğini öne sürdü:
“Son yıllarda KKTC’de yabancıların konut alım oranının artması ve inşaat sektörünün ekonomimize ciddi katkı koyması, Rumları endişelendirdi. İnşaat sektörü, 64 yan sektörü de sürükleyen lokomotif bir sektör. Rumlar, hem KKTC ekonomisinin gelişmesini engellemek hem de yabancı ilgisini azaltmak için ‘Kıbrıs Filistinleşiyor’ propagandasını devreye soktu. Türkiye ve KKTC’de bu konuda hassas olan kesimleri ayağa kaldırarak algı operasyonu yapıyorlar.”
Ayrıca Arıklı, KKTC’de faaliyet gösteren bazı müteahhit ve emlakçıların Güney Kıbrıs’ta tutuklanarak gözdağı verildiğini de söyledi.
"YANLIŞ KARARLA KENDİ AYAĞIMIZA SIKTIK"
Arıklı, KKTC hükümetinin de bu propagandanın etkisi altında kalarak yanlış bir karar aldığını belirtti.
“Hükümet olarak, yabancıların arazi alımını engellemek isterken büyük bir hata yaptık ve yabancıların konut alımını da zorlaştırdık. Yasa gereği birden fazla konut alan yabancılara, sadece bir tanesini elinde tutup diğerlerini 6 ay içinde satmaları gerektiğini söyledik. Bu karar, yabancı yatırımcıları panikletti. Ellerindeki mülkleri sudan ucuza satmaya çalıştılar. Müteahhitler zor duruma düştü, inşaat sektörü yavaşladı ve ekonomi ciddi zarar gördü. Bu süreçten en çok kârlı çıkan Rumlar oldu.”
"TEK ÇÖZÜM: ARAZİ SATIŞINA KESİN YASAK, KONUT SATIŞINA ÖZGÜRLÜK"
Peki, bu durum nasıl düzeltilir? Arıklı çözümü net bir şekilde ifade etti:
“Bizim yapmamız gereken, arazi satışı ile konut satışını birbirinden ayırmak. Yabancılara arazi satışını kesin olarak yasaklamalıyız ama konut satışını serbest bırakmalıyız. Resmi verilere göre, yabancıların aldığı konutların kapladığı arazi miktarı sadece 1.804 dönüm. KKTC’nin toplam yüzölçümü ise 2 milyon 507 bin dönüm. Yani yabancıların aldığı konutların kapladığı alan, KKTC’nin sadece %0.07’si! Bütçe açığını kapatmanın ve TMK’ya (Taşınmaz Mal Komisyonu) kaynak yaratmanın tek yolu, yabancıya konut satışının önündeki engelleri kaldırmaktır.”